Sertleşme sorunu, diğer adıyla erektil disfonksiyon (ED), erkeklerin cinsel ilişki için gerekli olan sertliği sağlayamaması veya bu sertliği sürdürememesi durumudur. Erkeklerde en yaygın görülen cinsel sağlık sorunlarından biri olan bu problem, hem fiziksel hem de psikolojik nedenlerden kaynaklanabilir. Yaş ilerledikçe görülme sıklığı artsa da, her yaş grubundaki erkekleri etkileyebilir. 40 yaş üstü erkeklerin yaklaşık %50’sinde sertleşme sorunları gözlemlenmektedir. Bu oran yaş ilerledikçe artış gösterir. Ancak genç erkeklerde de stres, anksiyete, ilişki sorunları ve yaşam tarzına bağlı faktörler nedeniyle sertleşme problemi görülebilir.
İçindekiler
- Sertleşme Sorunları Nedir?
- Sertleşme Sorunlarının Nedenleri
- Fiziksel Nedenler
- Psikolojik Nedenler
- Sertleşme Sorununun Belirtileri
- Sertleşme Sorununun Tanısı
- Sertleşme Sorununun Tedavi Yöntemleri
- Sertleşme Sorunu İçin İlaç Tedavisi
- Sertleşme İçin Hormon Tedavisi
- Vakum Cihazları (Penis Pompası)
- ESWT (Şok Dalga Tedavisi) ile Sertleşme Sorunu Tedavisi
- Eksozom Tedavisi ile Sertleşme Sorunu Çözümü
- PRP (Platelet Rich Plasma) ile Sertleşme Sorunu Tedavisi
- Kök Hücre Tedavisi ile Sertleşme Sorununun Giderilmesi
- Penil Protez (İmplant) Ameliyatı
Sertleşme Sorunları Nedir?
Sertleşme, cinsel uyarılma sırasında penise yeterli miktarda kan gitmesi ve bu kanın peniste hapsolmasıyla gerçekleşen bir fizyolojik süreçtir. Bu süreç, sinir sistemi, damarlar, hormonlar ve kasların birbiriyle uyumlu çalışmasını gerektirir. Ereksiyonun gerçekleşebilmesi için beyin, sinirler, damarlar, hormonlar ve kaslar arasında karmaşık bir etkileşim olmalıdır. Cinsel uyarılma ile birlikte beyin, penise giden sinirler aracılığıyla bir dizi sinyal gönderir. Bu sinyaller, damarların genişlemesini sağlar ve penise daha fazla kan akışı olur. Penise ulaşan kan, sertleşmeye neden olan süngerimsi dokuların içine dolar ve bu bölgedeki damarlar kapanarak kanın dışarı çıkmasını engeller. Böylece ereksiyon korunur. Ancak, bu sürecin herhangi bir aşamasında bir problem meydana gelirse, sertleşme ya gerçekleşmez ya da kısa sürede sona erer.
Sertleşme Sorunlarının Nedenleri
Sertleşme problemi, genellikle fiziksel ve psikolojik faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkar. Bazı durumlarda ise tek bir neden baskın olabilir.
Fiziksel Nedenler
Sertleşme sorununun en yaygın fiziksel sebeplerinden biri kan dolaşımındaki bozukluklardır. Eğer penise giden kan akışı yetersizse veya damarlarda bir tıkanıklık varsa, ereksiyon sağlanamaz. Damar sertliği (ateroskleroz), yüksek tansiyon ve kalp hastalıkları, kan akışını olumsuz etkileyerek sertleşme problemlerine yol açabilir.
Diyabet, sinirleri ve damarları etkileyerek sertleşme üzerinde doğrudan olumsuz bir etkiye sahiptir. Diyabet hastalarının yaklaşık %50’sinde ereksiyon problemi görülmektedir. Yüksek kan şekeri seviyeleri, penise giden sinirleri ve damarları tahrip ederek kan akışını engeller.
Hormonal dengesizlikler de sertleşme sorunlarına neden olabilir. Testosteron eksikliği, cinsel isteğin azalmasına ve ereksiyonun zayıflamasına yol açabilir. Ayrıca, tiroid hastalıkları ve prolaktin hormonunun aşırı salgılanması da erektil disfonksiyona katkıda bulunabilir.
Nörolojik hastalıklar da önemli bir faktördür. Parkinson hastalığı, multiple skleroz (MS) ve omurilik yaralanmaları, sinir sisteminde hasara yol açarak beyin ve penis arasındaki sinyal iletimini bozabilir.
Obezite ve hareketsiz yaşam tarzı, kan dolaşımını yavaşlatarak ereksiyon sorunlarını tetikleyebilir. Aşırı kilo, testosteron seviyelerini düşürebilir ve damar sağlığını bozabilir.
Sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımı da sertleşme sorunlarına neden olan en önemli yaşam tarzı faktörlerinden biridir. Sigara, damarları daraltarak kan akışını kısıtlar ve uzun vadede damar sertliğine neden olur. Alkol ve uyuşturucular ise sinir sistemini baskılayarak sertleşmeyi zorlaştırır.
Bazı ilaçlar da sertleşme sorunu yapabilir. Özellikle yüksek tansiyon ilaçları, antidepresanlar ve bazı mide ilaçları, cinsel fonksiyonları olumsuz etkileyebilir.
Psikolojik Nedenler
Sertleşme sorununun bazı durumlarda tamamen psikolojik nedenlerden kaynaklandığı bilinmektedir. Stres ve anksiyete, cinsel performans kaygısını artırarak ereksiyon sorunlarına yol açabilir. İş hayatı, maddi sıkıntılar veya kişisel problemler, sertleşmeyi zorlaştırabilir. Depresyon, cinsel isteği büyük ölçüde azaltabilir ve ereksiyon problemlerine neden olabilir. Ayrıca, depresyon tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar da sertleşme sorunlarını tetikleyebilir. Partnerle yaşanan iletişim problemleri ve duygusal mesafe, cinsel ilişkinin kalitesini düşürerek erektil disfonksiyonun psikolojik nedenlerinden biri olabilir.
Sertleşme Sorununun Belirtileri
Sertleşme sorunlarının yaygın belirtileri arasında, cinsel aktivite sırasında ereksiyonun sağlanamaması veya kısa sürede kaybolması bulunur. Bu durum, ilişkiyi sürdürememe veya cinsel tatminsizlik gibi sorunlara yol açabilir. Bazı erkeklerde ise ereksiyon meydana gelir, ancak yeterince güçlü değildir ve tam anlamıyla sertlik kazanmaz. Ereksiyonun yetersizliği, özellikle damar tıkanıklıkları veya sinir iletiminde yaşanan problemler nedeniyle ortaya çıkabilir.
Sabahları kendiliğinden oluşan ereksiyonlar, sağlıklı bir cinsel işlevin göstergesidir. Eğer bir erkek daha önce sabah sertleşmeleri yaşarken, bu durum zamanla azalmışsa veya tamamen kaybolmuşsa, bu durum dolaşım sistemi, sinir sistemi veya hormonal dengesizliklerden kaynaklanabilir. Sabah sertleşmesinin kaybolması, bazen psikolojik nedenlerden de kaynaklanabilir ancak genellikle fiziksel bir sorunun habercisidir.
Cinsel isteğin azalması da sertleşme sorununun önemli belirtilerinden biridir. Erkeklerde cinsel istek, büyük ölçüde testosteron seviyeleri, psikolojik faktörler ve genel sağlık durumu ile ilişkilidir. Eğer bir erkek cinsel ilişkiye ilgi duymuyorsa veya eskisi kadar arzulamıyorsa, bu durum sertleşme sorunuyla birlikte ilerleyebilir. Özellikle depresyon, stres ve kronik yorgunluk gibi faktörler cinsel istekte azalmaya neden olabilir.
Ereksiyonun süresinin kısa olması da önemli bir belirtidir. Bazı erkekler cinsel ilişki sırasında ereksiyon sağlasa da, bu sertlik uzun süre korunamaz ve ilişki tamamlanamadan kaybolur. Bu durum genellikle damar sağlığı ile ilgilidir. Kan damarlarının yeterince genişleyememesi veya penisten hızla kanın geri çekilmesi, ereksiyonun kısa sürmesine yol açabilir.
Sertleşme Sorununun Tanısı
Sertleşme sorununun tanı sürecinde doktor, hastanın tıbbi geçmişini, yaşam tarzını ve psikolojik durumunu detaylı bir şekilde değerlendirir. Cinsel sağlık geçmişi, hastanın daha önce yaşadığı ereksiyon problemlerinin sıklığı, süresi ve hangi durumlarda ortaya çıktığı hakkında bilgi sağlar.
Fiziksel muayene sırasında doktor, kan basıncını, damar sağlığını ve hormonal dengesini kontrol eder. Kan testleri, diyabet, kalp hastalıkları veya testosteron eksikliği gibi sertleşme sorununa yol açabilecek hastalıkları belirlemek için kullanılır. Ultrason ve Doppler testleri, penise giden kan akışının değerlendirilmesi için yapılabilir ve damar tıkanıklıkları veya dolaşım problemleri tespit edilebilir.
Bazı durumlarda, psikolojik faktörlerin sertleşme sorunundaki rolünü belirlemek için psikolojik değerlendirme yapılabilir. Eğer hastanın sabah ereksiyonları devam ediyorsa ancak cinsel ilişki sırasında sertleşme sorunu yaşıyorsa, bu durum psikolojik nedenlere işaret edebilir. Doğru tanı koyulduktan sonra, kişiye özel tedavi planı oluşturularak en uygun tedavi yöntemi belirlenir.
Sertleşme Sorununun Tedavi Yöntemleri
Sertleşme sorununun tedavisi, problemin nedenine, şiddetine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak farklı yöntemlerle gerçekleştirilebilir. Bazı vakalarda basit yaşam tarzı değişiklikleri sorunu hafifletebilirken, bazı durumlarda ilaç tedavisi, psikoterapi veya cerrahi müdahaleler gerekebilir.
Tedavi süreci, hastanın genel sağlık durumu, sertleşme probleminin süresi ve nedeni dikkate alınarak kişiye özel olarak belirlenir. Bu nedenle sertleşme sorunu yaşayan kişilerin bir uzmana danışarak en uygun tedavi yöntemini seçmeleri önemlidir.
Sertleşme Sorunu İçin İlaç Tedavisi
Sertleşme sorunlarının tedavisinde en sık kullanılan yöntemlerden biri ilaç tedavisidir. Ereksiyon sürecini desteklemek için kullanılan ilaçlar, genellikle penise giden kan akışını artırarak çalışır. Bu ilaçlar, doğrudan cinsel uyarılmayı artırmaz ancak penis damarlarını genişleterek sertleşmeyi kolaylaştırır ve sürdürmeye yardımcı olur. Bu tür ilaçlar genellikle doktor reçetesiyle ve kontrolünde kullanılmalıdır. Kalp hastalıkları, yüksek tansiyon veya diyabet gibi kronik sağlık sorunları olan bireylerin, ilaç tedavisine başlamadan önce bir uzmana danışması önemlidir.
Sertleşme sorunlarının tedavisinde en yaygın kullanılan ilaçlar, PDE5 inhibitörleri olarak bilinen bir grup ilaçtır. Bu ilaçlar, penisteki düz kasları gevşeterek kan damarlarının genişlemesini sağlar ve böylece penise daha fazla kan akışı olur. Bu süreç, sertleşmenin daha güçlü ve uzun süreli olmasına yardımcı olur. Bu ilaçlar cinsel uyarılma olmadan doğrudan etki göstermez. Cinsel isteği artırmaz, yalnızca fiziksel olarak ereksiyon oluşmasına yardımcı olur. Bu nedenle doğru zamanda ve uygun dozda alınması gereklidir.
Sertleşme İçin Hormon Tedavisi
Bazı erkeklerde sertleşme probleminin temelinde hormonal dengesizlikler yer alabilir. Testosteron eksikliği, cinsel istekte azalma, enerji düşüklüğü ve ereksiyonun sağlanamaması gibi sorunlara yol açabilir. Bu tür vakalarda hormon tedavisi uygulanabilir.
Hormon tedavisi, genellikle düşük testosteron seviyeleri tespit edilen kişilerde kullanılır. Ancak testosteron eksikliği her sertleşme sorununun nedeni değildir. Bu nedenle, hormon seviyelerinin ölçülmesi ve uygun tedavinin belirlenmesi için doktor kontrolü gereklidir. Testosteron takviyesi farklı şekillerde uygulanabilir:
- Enjeksiyonlar: Belirli aralıklarla kas içine yapılan testosteron iğneleri.
- Jeller ve Kremler: Cilt yoluyla emilerek vücuda testosteron sağlayan topikal ürünler.
- Testosteron Bantları: Deriye yapıştırılarak gün boyunca hormon salınımı sağlayan bantlar.
- Ağızdan Alınan Tabletler: Daha az yaygın olup bazı vakalarda kullanılır.
Testosteron tedavisi, yalnızca hormon seviyeleri düşük olan kişilerde uygulanmalıdır. Yanlış kullanım, prostat büyümesi, kan pıhtılaşma riski ve kalp-damar hastalıkları gibi ciddi yan etkilere yol açabilir.
Vakum Cihazları (Penis Pompası)
Vakum cihazları penise dışarıdan uygulanan bir tüp ve pompa mekanizması ile çalışır. Kullanımı oldukça basittir ancak alışmak biraz zaman alabilir. Cihazın temel çalışma prensibi, penisin etrafına yerleştirilen bir silindir ve pompa yardımıyla negatif basınç oluşturarak penise kan akışını artırmak ve sertleşmeyi sağlamaktır. Pompa manuel olarak elle veya elektrikli bir motor yardımıyla çalıştırılabilir.
Pompa kullanılarak penise kan çekildikten sonra, sertleşmenin korunması için penisin köküne özel bir lastik halka (sıkıştırma bandı) yerleştirilir. Bu halka, kanın penisten geri akmasını engelleyerek ereksiyonun sürdürülmesine yardımcı olur. Sertleşme sağlandıktan sonra, bu halka en fazla 30 dakika boyunca takılı kalmalıdır. Daha uzun süre takılması, dokulara zarar verebilir ve ağrıya yol açabilir.
Vakum cihazlarının en büyük avantajı, kimyasal veya hormonal bir müdahale gerektirmeden, mekanik olarak sertleşme sağlanabilmesidir. Ayrıca, cerrahi bir işlem gerektirmediği için kalıcı bir yan etki riski de oldukça düşüktür. Ancak bu yöntemin bazı dezavantajları da bulunmaktadır. Doğal bir ereksiyon hissi vermediği için, bazı erkekler cihazı kullanırken rahatsızlık hissedebilir. Ayrıca, sıkıştırma bandı kullanımı nedeniyle sertleşme sırasında peniste morarma, soğukluk veya uyuşma gibi geçici yan etkiler oluşabilir.
Vakum cihazları genellikle ilaç tedavisine yanıt vermeyen, yan etkiler nedeniyle ilaç kullanamayan ya da kalp hastalığı gibi nedenlerle ilaç kullanması riskli olan hastalar için önerilir. Düzenli kullanımda, vakum cihazlarının başarı oranı oldukça yüksektir ve birçok erkek bu yöntemle tatmin edici bir cinsel yaşam sürdürebilir.
ESWT (Şok Dalga Tedavisi) ile Sertleşme Sorunu Tedavisi
ESWT, yani düşük yoğunluklu şok dalga tedavisi, son yıllarda sertleşme sorunu tedavisinde yaygın olarak kullanılan yenilikçi yöntemlerden biridir. Bu tedavi, penis dokusuna belirli frekansta düşük yoğunluklu ses dalgaları göndererek kan dolaşımını artırmayı ve doku yenilenmesini teşvik etmeyi amaçlar. Sertleşme probleminin temel nedenlerinden biri, penisteki damarların yeterince kan taşıyamaması veya dokuların zamanla elastikiyetini kaybetmesidir. ESWT, vücuda dışarıdan uygulanan akustik dalgalar sayesinde bu dokuların kendini onarmasını ve yeni damar oluşumunu tetikler.
Bu tedavi, genellikle haftada bir veya iki kez olmak üzere toplamda dört ila altı hafta süresince uygulanır. Seanslar ortalama 15 ila 20 dakika sürer ve hastalar için oldukça konforludur. ESWT sırasında herhangi bir cerrahi işlem yapılmaz ve ağrısız bir tedavi olduğu için anesteziye gerek duyulmaz. İşlem sırasında hastalar hafif bir titreşim hissedebilir ancak bu, herhangi bir rahatsızlık yaratacak düzeyde değildir. Tedaviden sonra hastalar günlük hayatlarına kaldıkları yerden devam edebilirler, herhangi bir iyileşme süresi gerektirmez.
ESWT’nin temel avantajlarından biri, sertleşme probleminin yalnızca belirtilerini hafifletmek yerine sorunun kökenine yönelik iyileşme sağlamasıdır. Kullanılan ses dalgaları, doku rejenerasyonunu tetiklediği için yeni damarların oluşmasına ve mevcut damarların genişlemesine yardımcı olur. Bu da kan akışının artmasını sağlayarak ereksiyon kalitesini zamanla iyileştirir. Doğal bir iyileşme süreci sunduğu için ilaç tedavilerine kıyasla yan etkisiz bir alternatif olarak öne çıkar. Ayrıca, ESWT’nin diğer tedavilerle kombine edilmesi de mümkündür. Örneğin, PRP (Platelet Rich Plasma) veya kök hücre tedavisi gibi rejeneratif yöntemlerle birlikte kullanıldığında daha güçlü ve kalıcı sonuçlar alınabilir.
Eksozom Tedavisi ile Sertleşme Sorunu Çözümü
Eksozom tedavisi, son yıllarda rejeneratif tıp alanında büyük ilgi gören ve sertleşme sorununun çözümüne yönelik umut vadeden yeni nesil bir yaklaşımdır. Eksozomlar, kök hücreler tarafından üretilen ve hücreler arası haberleşmeyi sağlayan küçük veziküllerdir. İçerdikleri büyüme faktörleri, enzimler, proteinler ve genetik materyaller sayesinde hasarlı hücrelerin onarımına katkıda bulunurlar. Vücutta doğal olarak bulunan bu yapılar, doku yenilenmesini destekleyerek kan dolaşımını iyileştirir ve hücrelerin kendini daha hızlı onarmasını sağlar.
Sertleşme sorunu yaşayan bireylerde, penis dokusundaki damarların işlevini kaybetmesi, kan akışının azalması ve sinirsel iletimin zayıflaması gibi sorunlar sıkça görülmektedir. Eksozom tedavisi, bu problemlerin çözülmesine yardımcı olarak penisteki damarların genişlemesini, yeni kılcal damar oluşumunu ve dokuların gençleşmesini sağlar. Böylece, doğal yollarla ereksiyon kalitesi artırılır ve hastalar uzun vadede daha sağlıklı bir sertleşme fonksiyonuna kavuşabilir.
Eksozom tedavisinde öncelikle laboratuvar ortamında kök hücrelerden elde edilen eksozomlar saflaştırılarak hastaya enjekte edilmeye hazır hale getirilir. Ardından, enjeksiyon yöntemiyle penis bölgesine doğrudan uygulanır. Bu işlem sırasında lokal anestezi kullanılabilir, ancak çoğu hasta için rahatsızlık verici bir durum söz konusu değildir. Tedavi genellikle birkaç seans halinde uygulanır ve seans aralıkları hastanın ihtiyacına göre belirlenir.
PRP (Platelet Rich Plasma) ile Sertleşme Sorunu Tedavisi
PRP, yani trombosit yönünden zengin plazma tedavisi, vücudun kendi iyileşme mekanizmalarını kullanarak sertleşme sorununu tedavi etmeye yönelik doğal bir yaklaşımdır. Bu yöntem, hastanın kendi kanından elde edilen ve büyüme faktörleri açısından zengin olan plazmanın kullanılmasıyla gerçekleştirilir. PRP tedavisinin temel amacı, hasarlı dokuların yenilenmesini teşvik ederek penis bölgesindeki kan akışını artırmak ve sertleşme kalitesini iyileştirmektir.
PRP tedavisi vücudun doğal iyileşme süreçlerini harekete geçirerek, yeni damar oluşumunu destekler ve penis dokusunu gençleştirir. İçeriğinde bulunan trombositler, büyüme faktörleri ve proteinler sayesinde hücrelerin onarımını hızlandırarak dokuların elastikiyetini artırır ve kan dolaşımının daha sağlıklı hale gelmesine yardımcı olur.
PRP uygulamasında hastadan küçük bir miktar kan alınır ve bu kan özel bir santrifüj cihazında yüksek hızda döndürülerek bileşenlerine ayrıştırılır. Bu işlem sonucunda, kırmızı kan hücreleri ve diğer bileşenler ayrılırken, trombositler açısından zengin plazma elde edilir. Bu özel plazma, doğrudan penis bölgesine enjekte edilerek iyileşme sürecini başlatır. İşlem sırasında hastaya lokal anestezi uygulanabilir. Tedavi seansı ortalama 30-45 dakika sürer ve hastalar işlem sonrasında günlük aktivitelerine hemen dönebilirler.
Kök Hücre Tedavisi ile Sertleşme Sorununun Giderilmesi
Kök hücre tedavisi, vücudun kendi yenilenme potansiyelini kullanarak hasarlı dokuların onarılmasını sağlayan en ileri rejeneratif tıp yöntemlerinden biridir. Kök hücreler, vücuttaki farklı hücre tiplerine dönüşebilme özelliğine sahip olduğu için, hasarlı penis dokusunun onarımına yardımcı olabilir. Bu tedavi yöntemi, yeni damar oluşumunu destekleyerek kan akışını artırır ve sinir hücrelerinin yeniden yapılanmasını sağlayarak ereksiyon kalitesini iyileştirir.
Kök hücre tedavisinde genellikle hastanın kendi vücudundan alınan hücreler kullanılır. Bu hücreler, yağ dokusundan (adipoz kök hücreleri) veya kemik iliğinden elde edilebilir. Yağ dokusundan alınan kök hücreler, genellikle liposuction yöntemiyle toplanır ve ardından özel bir işlemden geçirilerek saflaştırılır. Kemik iliğinden alınan kök hücreler ise genellikle kalça kemiğinden özel iğnelerle çekilir ve laboratuvar ortamında ayrıştırılarak tedaviye uygun hale getirilir. İşlem sonrası elde edilen kök hücreler, penis bölgesine enjekte edilir ve bu sayede dokuların kendini yenilemesi desteklenir.
Kök hücre tedavisi genellikle birkaç seans halinde uygulanır. İşlem sırasında lokal anestezi kullanıldığı için hasta herhangi bir ağrı veya rahatsızlık hissetmez. Tedaviden sonra hastalar günlük hayatlarına hızlı bir şekilde dönebilirler ve genellikle herhangi bir iyileşme sürecine ihtiyaç duymazlar. Ancak, kök hücrelerin dokuda tam anlamıyla etki göstermesi birkaç hafta ila birkaç ay sürebilir. Bu süreçte hastaların sağlıklı yaşam alışkanlıkları benimsemesi, tedavinin başarısını artırabilir.
Penil Protez (İmplant) Ameliyatı
Penil protez ameliyatı, sertleşme sorunu yaşayan ve diğer tedavi yöntemlerinden yeterli fayda göremeyen hastalar için kalıcı bir çözüm sunar. Bu ameliyat, penis içine yerleştirilen protezler sayesinde hastanın cinsel fonksiyonlarını yeniden kazanmasına yardımcı olur. Son yıllarda teknolojik gelişmelerle birlikte protezler daha doğal, konforlu ve uzun ömürlü hale gelmiştir. Özellikle enine ve boyuna genişleyebilen yeni nesil protezler, hastalara daha doğal bir sertleşme ve estetik görünüm sunar.
Penil protezler, bükülebilir (malleable) ve şişirilebilir (inflatable) olmak üzere iki gruba ayrılır. Bükülebilir protezler, sürekli sert bir yapıdadır ancak manuel olarak yukarı ve aşağı hareket ettirilebilir. Daha uygun maliyetli olsa da, sürekli yarı sert bir yapıda olması bazı hastalar için dezavantaj oluşturabilir.
Şişirilebilir protezler ise doğal sertleşme mekanizmasını en iyi taklit eden ve hastalara daha konforlu bir kullanım sunan modellerdir. Günümüzde en çok tercih edilen üç parçalı şişirilebilir protezler, penis içerisine yerleştirilen silindirler, skrotuma yerleştirilen pompa ve karın içine konumlandırılan bir sıvı rezervuarından oluşur. Hasta, skrotumdaki pompayı sıkarak rezervuardaki sıvının silindirlere dolmasını sağlar ve böylece doğal bir sertleşme elde edilir. Cinsel ilişki sonrasında, pompa tekrar sıkılarak protez eski haline döndürülebilir.
Son yıllarda geliştirilen enine ve boyuna genişleyebilen penil protezler, hastalara hem uzunluk hem de çap olarak daha doğal bir sertleşme deneyimi sunar. Bu protezler, özellikle penis boyutunu kaybetmiş veya sertleşme sorunu nedeniyle doku hacmi azalmış hastalar için büyük avantaj sağlayabilir. Geleneksel protezlerde yalnızca sertleşme sağlanırken, bu yeni nesil protezler uzunluk ve çap genişlemesine olanak tanır.
Penil protez ameliyatı, genel veya spinal anestezi altında gerçekleştirilebilir ve genellikle 1 ila 2 saat sürer. Ameliyat sonrasında hastalar birkaç gün içinde taburcu olabilir ve iyileşme süreci ortalama 4 ila 6 hafta arasında tamamlanır. Protezin tam olarak kullanılabilir hale gelmesi için genellikle 6 hafta beklenmesi önerilir. Ameliyat sonrası enfeksiyon riskini azaltmak için hijyen kurallarına dikkat edilmesi ve doktorun önerilerine uyulması gerekir.
